İSİB SEKTÖR STRATEJİ ÇALIŞTAYI YAPILDI HAVALANDIRMA SİSTEMLERİNİN ÖNEMİ OKUL İÇİ HAVA KİRLİLİĞİ VE SAĞLIK ETKİLERİ YOĞUN BAKIM STANDARTLARI VE İNSAN FAKTÖRÜNÜN HASTANE ENFEKSİYONLARINA ETKİLERİ SYSTEMAIR İLE OKULLARDA OPTİMUM İÇ HAVA KALİTESİ GALATAPORT İSTANBUL’A DAIKIN İMZASI MANTOLAMANIN ‘İYİSİ’ BONUS 16 CM TAŞ YÜNÜ İLE AĞAOĞLU ÇEKMEKÖY’ DE MEVAMALL AVM -ANKARA PROJESİNDE TERCİH YİNE ATLANTIK SU KAYNAKLI ISI POMPALARI OLDU MITSUBISHI ELECTRIC YARININ ÜRETİM ANLAYIŞINA YÖN VEREN ROBOTLARINI SERGİLEDİ YEŞİL ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜ DİKKATE ALAN ŞİRKETLER VERİMLİLİĞİNİ ARTIRIYOR İKLİMSA VE UGETAM, GES ALANINDA UZMAN PERSONEL İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞACAK ASHRAE’NİN GLOBAL HVACR SUMMIT VE RAL CRC TOPLANTISI 400’Ü AŞKIN TEMSİLCİ İLE İSTANBUL’DA YAPILDI SAĞLIK, KONFOR VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ” ARASINDAKİ İDEAL DENGENİN KURULMASI ÖNEMLİ İZOCAM BAYİLERİNİN SON DURAĞI “BEYAZ ŞEHİR” BELGRAD OLDU ÇUKUROVA ISI’NIN FABRİKALARIN ENERJİ TASARRUFUNA KATKISI BÜYÜK

ODE'NİN HEDEFİ TÜRKİYE’DEN ÇIKAN GLOBAL BİR MARKA OLMAK

 

ODE Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Erhan Özdemir:

“GÜNDEMİMİZDEKİ İLK KONU MÜŞTERİLERİMİZE DAHA KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERİ, KATMA DEĞERLİ HİZMETLERLE DESTEKLEYEREK SUNMAK.”

 
 

Tesisat yalıtımında, cam yünü, taş yünü ve elastomerik kauçuk köpüğünden oluşan üç ürün grubunda da üretim yapan ODE Yalıtım’ın Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Erhan Özdemir ile sohbet etme imkânı bulduk.

 

2017 büyüme oranınız 10 yıllık büyüme ortalamasının üzerinde idi. 2018 yılı bu ortalamanın üzerine çıkabildi mi? 2019 hem büyüme hem üretim açısından ODE için nasıl bir yıl oluyor?

 

2018 yılında da on yıllık büyüme ortalamamızı yakaladık ve aynı performansı tekrarladık. Bu performansı tekrarlamamızın en önemli nedenlerinden bir tanesi ihracat performansımız. İhracatta çok iyi bir performans gösterdiğimiz yıl oldu 2018. Ciromuzu dolar bazında %30 arttırdık ve ihracatın toplam ciromuz içindeki payı %35 oldu. 2018 yılının ikinci yarısındaki, özellikle inşaat sektöründeki daralmaya ve bu daralmanın 2019 yılının ilk yarısında da devam edeceğini öngörmemize rağmen 2019 yılında da büyüme öngördük. Bütçelerimizi de buna göre yaptık. İhracatın, toplam ciromuz içindeki payı %35’den %40’a çıkacak bu sene. Ciro olarak da toplam ciromuz büyüyecek. Planlarımızı buna göre yaptık. İlk dört ayda bu çerçevede ilerledik ve yine büyüme ile kapattık bu ilk dört ayı. Yılın geri kalanında da zannediyorum ki sektörün de göreceli olarak biraz toparlanmasıyla yıllık hedeflerimize ulaşmış olacağız.

 

“ON YILDIR TURQUALITY® MARKA DESTEK PROGRAMININ İÇİNDEYİZ’’

 

Aslında bir önceki sorumuzu yanıtlarken biraz değindiniz ama daha ayrıntılı bilgi almak adına sormak istiyorum; malum gündemimiz ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum. Bunu da özellikle küçük firmalar ihracat atılımları ile atlatabiliyor. Siz ODE olarak bunu öngördüğünüzü de söylediniz. Peki nasıl bir planlama yaptınız ve bu geçiş dönemi ODE için nasıldı?

 

Bu dönem için farklı bir planlama yaptık. Aslında bizim takip ettiğimiz iki yöntem var. On yıldır TURQUALİTY marka destek programının içindeyiz. İhracatta attığımız adımlarda TURQUALİTY programının da çok faydasını ve çok ciddi desteklerini gördük. Bu program çerçevesinde bizim on civarında hedef ülkelerimiz var. İhracattaki büyüme performansımızın temel kaynağının birincisi bu; hedef ülkelerimizde gittikçe derinleşiyoruz, pazara yayılıyoruz ve marka olmaya başlıyoruz. Aynı zamanda da yeni hedef ülkeler belirliyoruz, bu ülkelerde pazara giriş stratejileri ve pazar geliştirme stratejileri üzerine çalışıyoruz. 2018 yılında bu şekilde yaptık, 2019 yılında da yine benzer çalışma düzeni izliyoruz. Yani ‘’mevcut pazarlarımızda daha fazla nasıl büyürüz, daha fazla nasıl genişleriz, yeni pazarlara nasıl gireriz ve bu pazarlarda nasıl tutunuruz’’ bunların çalışmalarını yapıyoruz.

 

Peki, daha küçük ölçekli firmalara genel olarak bir tavsiye verecek olsanız, ihracat hamlesine nasıl başlamalılar?

 

Her ülkeye ihracat yaparım demekten daha ziyade, çok konsantre, çok odaklı olmaları gerekir. Tabi şirketin kapasitesine ve yapabilirliğine uygun olarak, mümkünse bir-iki ülke belirleyip, o ülkelerle başlamaları lazım. O ülkelere odaklanmaları lazım. Çok fazla ülke hedeflerlerse, orada çok verimli olamazlar ve arzu ettikleri hızda ihracat performanslarını geliştiremezler. Bir diğer konu da ihracat yapmayı hedefledikleri ülkeler ile ilgili iyi bir pazar araştırması yapmaları. Burada ürettikleri ürünün pazar büyüklüğü, rakiplerin durumu, tüketici talepleri, lojistik, iş yapış kolaylığı, dağıtım kanalının yapısı gibi konular önem kazanıyor. Dolayısıyla ihracat yapacak olan firmalara benim ilk tavsiyem, çok fazla ülke hedeflemesinler, daha odaklansınlar ve bir-iki ülke ile başlasınlar ve bu ülkeleri belirlerken mümkün olduğunca pazar bilgisi toplasınlar. O ülkelerin pazarlarına girdikten ve ihracat departmanlarını iyi organize ettikten sonra hedef ülkelerini genişletebilirler.

 

‘’İHRACAT ORGANİZASYONUMUZ OPERASYONEL ÜÇ BÖLGEYE AYRILMIŞ DURUMDA’’

 

Şimdi yetmişin üzerinde ülkeye ihracat yaptığınızı ve on ülkeye odaklandığınızı söylediniz. Peki, buradaki çalışmaları nasıl yürütüyorsunuz? Yurt dışında bir ekibiniz mevcut mu? İhracattaki başarınızın devamlılığını nasıl sağlıyorsunuz?

 

Bütün çalışmalarımızı merkezden yönetiyoruz. Bizim ihracat organizasyonumuz operasyonel üç bölgeye ayrılmış durumda. Birinci bölge Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri. İkinci bölgemiz, Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu-ülkeleri. Üçüncü bölgemiz de Orta Avrupa ve Batı Avrupa ülkeleri. Tabi bunun yanında Rest of The World denilen yani dünyanın geri kalanındaki potansiyelleri de değerlendirmek için de merkezde ekibimiz var. Biz geçen sene Şili’ye dahi ihracat yaptık. 

 

Türkiye pazarı ile uluslararası pazarı karşılaştıracak olursak en farklı talepler ne yönde oluyor?

 

Uluslararası pazarda, ilk olarak sertifikaya çok önem veriliyor. Biz de bu kapsamda ürünlerimizi sertifikalandırmaya özen gösteriyoruz. Çok yeni cam yünü ürünümüze ASTM sertifikası aldık. Orta Doğu’daki müşterilerimiz bu sertifikayı talep ediyorlardı. Her ülkenin kendine özgü bir sertifika talebi oluyor ve bu talebi yerine getirmek durumundasınız.

 

İkinci farklılık da yurt dışında giderek daha çok katma değerli ürün taleplerinin gelmesi. Zaten yurtdışında, halihazırda katma değerli ürün talepleri var. Ancak, değişen tüketici beklentileri, artan çevre duyarlılığı ve standartların sıkılaştırılması nedenleri ile bu katma değerli ürün beklentileri de giderek artıyor. Artık, ürün yerine tüketicilerin işini kolaylaştırıcı sistem talebi artıyor. 

 

‘’ÇOK GENİŞ BİR ÜRÜN PORTFÖYÜMÜZ VAR’’

 

Ürün taleplerinden bahsetmişken biraz da ürün gamınızdan ve Ar-Ge çalışmalarınızdan da bahsetmenizi rica ediyoruz.

 

Biz temelinde XPS, su yalıtımı için membran, cam yünü, taş yünü boru ve elastomerik kauçuk köpüğü olmak üzere beş grup malzeme üretiyoruz. Dolayısıyla çok geniş bir ürün portföyümüz var.  Tabii bu portföyü sürekli geliştirmek gerekiyor. Özellikle ihracat pazarlarına girdikçe, oralardaki taleplere cevap vermek ve katma değerli ürün geliştirmek için zengin bir ürün portföyü yaratmanız gerekli. Bunu da Ar-Ge departmanımız gerçekleştiriyor ve özellikle yurt dışındaki müşterilerimizden gelen talepleri değerlendirip, yeni ürün geliştiriyor. Ar-Ge departmanımızdaki hızdan da bahsetmek isterim. Çünkü yurt dışındaki müşterilerimiz çok da sabırlı değiller. Yani taleplerinin bir an önce yerine getirilmesini istiyorlar. Belki ülke olarak bizim rekabet avantajımız bu diyebilirim. Yani hızlı olmamız. Dolayısıyla biz Ar-Ge departmanımızı da oldukça hızlı organize ettik. Ar-Ge departmanımızda, gelen yeni bir talebi değerlendirip, analiz edip ve belki numunelerini test edip yeni ürün geliştirmesini çok kısa sürede yapıyor ve ürünü satışa hazır hale getirebiliyoruz.

 

Ar-Ge konusunda tüm çalışanlarınızdan fikir alıyor musunuz?

 

Bir öneri sistemimiz var tabii ki. Ama bu sadece ürüne yönelik bir öneri sistemi değil. Yani şirket içindeki bütün işleyiş ile ilgili, sürdürülebilirlikle ilgili, dijital dönüşümle ilgili, şirket fonksiyonlarının işleyişi ile ilgili, tasarrufla ilgili ve ürün geliştirme ilgili bir öneri sistemimiz mevcut. Bu İnsan Kaynakları departmanımızın yürüttüğü bir sistem. Dolayısıyla her arkadaşımız bu öneri sistemi dahilinde fikirlerini özgürce paylaşabilir ve daha da önemlisi bu paylaştığı fikirleri veya önerileri bir sistem dahilinde ciddi olarak değerlendirilir.

 

‘’TÜRKİYE’NİN DİĞER ŞEHİRLERİNİ DE UYGULAMANIN KAPSAMINA ALACAĞIZ’’

 

ODE Express uygulamanızdan bahsedebilir misiniz?

 

Biraz önce yurt dışındaki müşterilerin daha çok katma değerli ürün talepleri olduğundan bahsetmiştim. Türkiye’de de aslında benzer bir trend var ama geçen senenin Ağustos ayından itibaren yaşanan inşaat sektöründeki daralma biraz bu katma değerli ürün taleplerini azalttı. Yani artık çok fazla katma değerli ürün yerine işimi görsün ürünleri daha çok talep ediliyor Türkiye’de. Ama tabi özellikle daralan piyasada rekabet daha da sertleşiyor. ODE Express bu rekabette kendimizi daha ön plana çıkarmak için “biz üründe katma değerli bir şey yapamıyoruz ama acaba hizmet tarafında katma değerli bir şeyler yapabilir miyiz ve dağıtım kanalımızı destekleyebilir miyiz” düşüncesinden çıkan bir uygulama.  

 

ODE Express ile bugün saat dörde kadar verdiğiniz siparişler, ertesi gün kapınızda oluyor. Bu İstanbul için başlattığımız bir uygulama. İleriki dönemlerde Türkiye’nin diğer şehirlerini de uygulamanın kapsamına alacağız.

 

ODE Yalıtım, Türkiye yalıtım sektörünün %100 yerli sermayeli en büyük yalıtım şirketi. Yerli sermayeli bir şirket olmanın ODE’ye katkıları neler oldu?

 

ODE Yalıtım’ın iyi bir ürün portföyü var, kaliteli ürün üretiyor, marka imajı iyi, çok profesyonel ve kurumsal bir yönetim yapısı var. Bir şirkette bunlar var ise yerli veya yabancı sermayeli olmanın çok bir farkı olmuyor. Ancak genel kanı % 100 yerli sermayeli şirketlerde raporlama hattının çok uzun olmamasının ve karar süreçlerinin daha hızlı olmasının şirketi daha atik, daha dinç ve daha zinde tuttuğu ve bunun avantaj sağladığı yönünde. Biz de ODE olarak bunun avantajını oldukça hissediyoruz.

 

Şu anda ODE’nin gündemindeki ilk konu nedir?

 

Gündemimizdeki ilk konu müşterilerimize daha katma değerli ürünleri, katma değerli hizmetlerle destekleyerek sunmak. Bu konuda ciddi çalışmalarımız var. Bu çerçevede yeni ürün geliştirmeden katma değerli hizmetler tasarlamaya kadar bir dizi ciddi ve yoğun çalışma yürütüyoruz. İleriki dönemde bunların lansmanlarını da yapacağız. Bu arada son bir aydır artan siparişleri de zamanında müşterilerimize teslim etme ile ilgili üretim-stok yönetimi üzerinde çalışıyoruz.

 

“BEKLEMEYE ALINMIŞ İŞLER, ARTIK YAVAŞ YAVAŞ HAREKETLENİYOR’’

 

Sizce bu artışın nedenleri neler?

 

Bu artışa aslında temelinde şu neden oldu; geçen sene Ağustos ayından itibaren, biraz önce de bahsettiğim inşaat sektöründeki daralma nedeniyle birçok şey durdu, şantiyeler ve ihaleler beklemeye alındı. Ama Ocak ayından itibaren hem İMSAD’ın açıkladığı inşaat malzemeleri güven endeksinde bir iyileşme görülüyor hem de sanayi kapasite kullanım oranlarında da Ocak ayından itibaren bir yükseliş görülüyor. Dolayısıyla Ağustos ayından sonra düğmeye basıp işlerini durduran yatırımcılar, piyasadaki dengeleme süreci ile oluşan pozitif sinyaller nedeniyle işlerini devam ettirme kararı aldılar. Zannediyorum ki bunun etkisi var bu artışta. Yani sekiz aydır beklemeye alınmış işler, artık yavaş yavaş hareketleniyor. Dolayısıyla onların malzeme ihtiyacı oluyor. Artışın temelindeki neden bu.

 

‘’BİZİM UZUN VADEDEKİ HEDEFİMİZ TÜRKİYE’DEN ÇIKAN GLOBAL BİR MARKA OLMAK’’

 

Son olarak ODE’nin uzun vadedeki hedeflerinden de bahseder misiniz?

 

ODE’nin uzun vadeli hedefi Türkiye’den çıkan global bir marka olmak. Biliyorsunuz şimdi saymaya kalksak Türkiye’den çıkan global marka çok fazla yok gerçekten. Bölgesel markalar var ve biz de ODE olarak bölgesel bir markayız. Özellikle Doğu Avrupa’da ve Orta Doğu’da herkes ODE’yi ve ürünlerimizin kalitesini herkes çok iyi biliyor. Talep edilen, tüketicilerin de talep ettiği bir marka olmuş durumdayız. İşte bunu global ölçeğe yaymak önümüzdeki dönemde uzun vadedeki hedefimiz. 

 

Yeni hedef ülkeler belirlemede daha cesaretli davranıyoruz, nakliye dezavantajına rağmen daha uzak ülkeleri hedef olarak belirliyoruz ve orada kendimizi nasıl ispatlarız, oradaki tüketiciye kendimizi nasıl gösteririz bunların çalışmalarını yapıyoruz. Dolayısıyla bizim uzun vadedeki hedefimiz Türkiye’den çıkan global bir marka olmak.

 

 

Haberleri paylaşmak ister misiniz ?

-