Eneko Satış ve Pazarlama Yöneticisi Mak. Y. Müh. Mehmet Öncel: “Birinci önceliğimiz enerji verimliliği yüksek ürünler oluşturmaktır.”
Dünyadaki üreticiler içerisinde teknolojik liderler arasında olan Eneko’nun Satış ve Pazarlama Yöneticisi Mak. Y. Müh. Mehmet Öncel ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
■ Hastane, okul ve işyerlerindeki iç ortam hava kalitesinin çok mühim olduğunu biliyoruz. Bu anlamda Eneko olarak ne tür işletmelere hangi sistemleri uyguluyorsunuz? Özellikle okullardaki iç hava kalitesinin önemi nedir?
Gelişen inşaat sektörü, enerji verimliliği yasaları gibi nedenlerle ne yazık ki kapalı alanların tamamı sızdırmaz hacimler haline geldi. Binalar artık doğal olarak nefes alamıyor. Büyük şehirlerdeki çevresel faktörlerin yanı sıra ayrıca yaşam alanlarımızda yer alan mobilya, boya, döşeme kaplamaları bulunduğumuz ortamın hava kalitesini dolayısıyla insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşantımızın yaklaşık %80 inin kapalı ortamlarda geçtiğini düşündüğümüzde iç hava kalitesinin önemi yadsınamaz. Bu yüzden iç ortam hava kalitesinin yükseltilmesi, insan sağlığı için önem kazanmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 4 milyon astım hastası bulunmakta ve bunlarında büyük çoğunluğunun 0-6 yaş arasında tabi kaldıkları kötü hava koşullarından dolayı, ileriki yaşlarda astım hatalığına yakalandığı düşünülmektedir. Çağımızdaki astım ve solunum yolu hastalıklarındaki artışın en önemli nedenlerinden biri hava kirliliğidir.
“OKULLARDA İÇ HAVA KALİTESİ, ÇOCUKLARIMIZIN SADECE SAĞLIĞINI DEĞİL, AYNI ZAMANDA ÖĞRENME KALİTESİNİ DE ETKİLEMEKTEDİR”
Hastaneler için uygulanacak sistemler hakkında yönetmelikler mevcuttur. Ancak okullarda havalandırma sistemleri konusunda bir standart bulunmamaktadır.
Okulların çoğunda mekanik havalandırma mevcut değildir. Mevcut halde fiziksel olarak kalabalık sınıflarda öğrenim görülmekte ve havalandırma çok soğuk günler haricinde teneffüste cam açılarak yapılmaya çalışılmaktadır. Bu durumda kontrolsüz bir çalışma yapılmış olduğundan iç ortam ısıl değerleri ani olarak değişmekte, ayrıca dış ortamdaki kirli ve tozlu hava direk olarak mahale alınmaktadır.
Oysa okullarda iç hava kalitesi, çocuklarımızın sadece sağlığını değil, aynı zamanda öğrenme kalitesini de etkilemektedir. İç hava kalitesi derken ortamdaki sıcaklık- nem oranı, O2 azlığı, CO2 fazlalığı, biyolojik ve fiziksel kirleticileri kastediyorum.
Bu konuda İzmir MMO’ nun İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle oluşturduğu, çalışma gurubuna Eneko olarak destek verdiğimiz “Okullarda iç hava kalitesi rehberi”nde yer aldığı gibi daha fazla taze hava verilen sınıflarda okuyan öğrencilerin düşük taze hava verilen sınıflarda okuyanlara göre %14-15 düzeyinde daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Dolayısıyla okullar için havalandırma, sıcaklık ve nem kontrolü şartları ile ilgili bir standart oluşturulması geleceğimizin teminatı olan gençliğin sağlıklı yetişmesi açısından çok önemlidir.
■ Eneko’nun enerji verimliliğine yönelik ürün, sistem ve uygulamaların hakkında bilgi verir misiniz?
Eneko olarak ismimiz “Enerji Ekonomisi “nden geliyor. Bu nedenle mevcut ürünlerin geliştirilmesinde veya yeni ürün oluşturulurken Ar-ge olarak birinci önceliğimiz enerji verimliliği yüksek ürünler oluşturmaktır. Bu nedenle en küçük konut tipi cihazımızdan rooftop cihazlarımıza kadar tüm cihazlar enerji verimliliği yüksek ürünlerdir. Ayrıca tüm cihazlarımız yüksek verimlilikte çalışmasını sürdürebilecek şekilde otomasyonu üzerinde tak-çalıştır mantığında üretilmekte ve tüm cihazlar sevk öncesi %100 kalite testlerinden geçirilmektedir.
ENEKO cihazlarının kontrol sistemi ‘tam otomasyon, uzaktan izleme’ mantığıyla firma bünyesinde bulunan Otomasyon Birimi tarafından tasarlanmakta, yazılmaktadır. Fabrikamızda, tüm cihazlarımız için yazılım Offline testi ve cihazlar sahaya gönderilmeden önce FAT testleri yapılmaktadır.
“ENEKO TÜM ÜRÜNLERİNİ GELİŞTİRMELERİNİ KENDİ LABORATUVARINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ TESTLER İLE SAĞLAMAKTADIR”
■ Ar-Ge çalışmalarında önceliğiniz nedir?
Eneko olarak kurulduğumuz günden bu yana Ar-geye ciddi yatırım yapmaktayız. Eylül ayı içerisinde Ar-ge merkezi haline geliyoruz.Eneko tüm ürünlerini kendi laboratuvarında gerçekleştirdiği testler ile sağlamaktadır. 2013 yılında fabrikamızda kurduğumuz laboratuvarımızda cihazlarımızın termodinamik testleri ile debi-basınç, Elektrik Analiz, akustik, Otomasyon Senaryo ve kaçak testleri yapılmaktadır.
Bugüne kadar yaptığımız projeler ile hem sektöre hem de üniversitelere katkıda bulunduk. Okullarda iç ortam hava kalitesi hakkında yürütülen projemiz ile sosyal sorumluluk kapsamında adımlar attık.
2018 yılı içerisinde planladığımız 17 projeyi yürütmeye devam etmekteyiz, bunlardan 2 tanesi TÜBİTAK destekli ilerlemektedir.
Ayrıca yeni geliştirdiğimiz ürünlerimizi patentlerle destekliyoruz. Örneğin Eneko Nem alma santralı için Ar-Ge Mühendisleri tarafından yapılan geliştirme çalışmaları, PCT/TR2017/050125 nolu patent tescili ile koruma altına alınmıştır.
■ İhracat oranınızdan bahseder misiniz?
Eneko olarak üretimimizin yaklaşık %50’sini Eneko markası ile veya OEM üretim olarak ihraç etmekteyiz. OEM üretimimizde de tüm dizayn Ar-ge ekibimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. İhracatımızı yoğun olarak Avrupa ülkelerine gerçekleştirmekteyiz. Bu nedenle Avrupa’da çıkan normları çok yakın takip ediyor ve üretimimizi buna göre geliştiriyoruz. Cihazlarımız ERP normlarına uygundur.
“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA DA BÜYÜMEMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”
■ Eneko olarak ileriye yönelik hedefleriniz, planlarınız nelerdir?
Eneko için 2018 yılı oldukça başarılı geçmektedir. Bu yıl yurt dışına OEM rooftop üretimine başlıyoruz. Ayrıca şu an Türkiye’deki en büyük rooftop ihalesi olan Metropol AVM’nin 113 adetlik rooftop ihalesini aldık. Önümüzdeki yıllarda da büyümemizi devam ettireceğiz. Bu nedenle İzmir-Çiğli’de 2. Fabrikamızın inşaatına hız verdik. 2019 başında açmayı planlıyoruz.
■ Sektörümüzün içinde bulunduğu gelişim yeterli mi? Şu an bulunduğumuz noktada iklimlendirme sektörünü olumlu ve olumsuz yönleri ile yorumlar mısınız?
Türkiye de iklimlendirme sektörü eksiklikleri olsa da oldukça gelişmiş bir yapıya sahiptir.
Bugün için en büyük eksiğimiz Türkiye’de akredite laboratuvarların olmaması ve komponent temininde yurt dışına olan bağımlılık.