■ İklimlendirme sektörünün içinde bulunduğunuz süre boyunca ‘’kadın çalışan’’ olarak yaşamış olduğunuz pozitif / negatif yaklaşımlardan kısaca bahseder misiniz?

Hangi sektörde olursa olsun veya dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun sosyal sınıf ayırt etmeksizin kadınların kariyer basamaklarının yükselmesinin önünde birçok görünen veya görünmeyen engeller olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla ben de meslek hayatım boyunca kadın olmanın çeşitli zorluklarını yaşadım. İçinde bulunduğumuz sektörün mühendislik ağırlıklı bir sektör olduğunu düşündüğümüzde ve ülkemizdeki mühendislik mesleğini tercih eden çalışanların büyük çoğunluğunun erkek olduğu gerçeğini de hesaba katarsak gayet tabii bir kadın olarak birçok engellemeler ve zorluklarla karşı karşıya kalıyorsunuz. 

“HAK TALEP ETMELİYİZ VE ELDE ETMEK İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ”

Eğer başarılıysanız ve inisiyatif almayı seviyorsanız yaşadığınız zorluğun seviyesi daha da artıyor.  Çünkü benim gözlemlerime göre erkekler, kadınlar kendilerinden bir adım geride durdukları müddetçe son derece eşitlikçi bir yaklaşım sergiliyorlar, ancak kadın olarak ben de varım dediğinizde ve haklı olduğunuza inandığınız fikirleri dayattığınızda bir kadın ile uzlaşmak hemcinsiyle uzlaşmaktan daha zor geliyor. Ama ben hem Türkiye için hem de dünyada kadınların değer yaratma potansiyellerinin gün geçtikçe daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Küresel bir perspektif ile baktığımız zaman bence dünya dünden dahi iyi bir konumda ama gidilmesi gereken çok yol var. Biz kadınlar olarak, bizlere hak verilmesini beklersek bu süreçler çok daha uzun zaman alır, hak talep etmeliyiz ve elde etmek için mücadele etmeliyiz. 

“Ben Aldağ A.Ş.’de kadın istihdamına yönelik yapılan çalışmaların bugüne kadar, bırakın herhangi bir şirketi, sektörümüzdeki herhangi bir STK bünyesinde bile yapıldığını düşünmüyorum. Bu bağlamda sektörümüzün Rebii Bey’in nezdinde Aldağ A.Ş.’ye çok şey borçlu olduğuna inanıyorum.”

“İCRA KURULU BAŞKANIMIZ REBİİ DAĞOĞLU, KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI KONUSUNDA SON DERECE HASSAS VE HEM ŞİRKET İÇİ HEM DE SEKTÖREL VERİLERİ ÇOK SIKI TAKİP EDİYOR”

■ ALDAĞ Firması’nın kadın çalışana yaklaşımından da biraz bahseder misiniz?

Şimdi, Aldağ dediğiniz zaman farklı bir boyuttan bahsediyoruz. Biz bugün, bu sektörde Aldağ çalışanları olarak ister kadın ister erkek, sektör ortalamasının ve ülke ortalamasının çok üzerinde sosyal haklara sahibiz. Birincisi İcra Kurulu Başkanımız Rebii Dağoğlu, kadınların iş gücüne katılımı konusunda son derece hassas ve hem şirket içi hem de sektörel verileri çok sıkı takip ediyor. Ben Aldağ A.Ş. dışında sektörümüzde başka bir firmada kadın istihdamına bu derece hassasiyet gösterildiğini düşünmüyorum. Şirketteki kadın istihdamını ne ölçüde artırılması gerektiği ve bu hedeflere ulaşmak için nelerin yapılması gerektiği konusunda şirketimizde çok geniş kapsamlı çalışmalar yapılıyor. Kadın çalışanlara esnek saatler tanınıyor, lisans mezunlarının yüksek lisans yapması ve yüksekokul mezunlarının da lisans mezunu olabilmesi için kuvvetli bir teşvik var. Ayrıca kadın çalışanların ilgi alanları doğrultusunda kişisel gelişimleri için de birçok olanak mevcut. Ben Aldağ A.Ş.’de kadın istihdamına yönelik yapılan çalışmaların bu güne kadar, bırakın herhangi bir şirketi, sektörümüzdeki herhangi bir STK bünyesinde bile yapıldığını düşünmüyorum. Bu bağlamda sektörümüzün Rebii Bey’in nezdinde Aldağ A.Ş.’ye çok şey borçlu olduğuna inanıyorum.

“NEDEN BİR AİLE ÇOCUĞUNUN GENÇ YAŞTA GELİN OLMASINA GÖZ YUMSUN?”

■ Bir de hepimiz için çok üzücü olan ‘’çocuk gelin’’ konusuna değinmek istiyorum. Konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Bence de ülkemizin kanayan bir yarası ve açık konuşayım bunun herhangi bir yasal düzenlemeyle veya kolluk gücüyle halledilebilecek bir konu olduğunu düşünmüyorum. Maalesef bu sosyal kültürün bir parçası ve örf, adet, geleneklerin biraz da yozlaştırılmasıyla ilgili bir durumdur. Temel mesele ekonomik şartlar. Neden bir aile çocuğunun genç yaşta gelin olmasına göz yumsun? Bunun birinci sebebi ailenin bu evlilik ilişkisinden bir geliri olması veya çok nüfuslu ailelerde, bu evlilikler yoluyla aile içi nüfusun azaltılarak giderlerin düşürülmesidir. Eğer sistem kız çocuklarını bu ailelerde bir gider olmaktan çıkarıp ailenin ortak gelirine katkı yapacak bireyler haline dönüştürebilirse, ben hiç kimsenin çocuğunu evlendirmek için bu kadar acele edeceğini düşünmüyorum. Bunu sağlamanın en önemli yollarından birinin de mesleki eğitim olduğuna inanıyorum. Kız çocukları eğer ilköğretimin ilk dört yılından sonra mesleki eğitime başlayabilirler ve bu mesleki eğitim sırasında, aynı zamanda evlerine de bir gelir getirebilirlerse hiç kimsenin bu kız çocuklarını gözden çıkarıp evlendirme gayretinde olacağına inanmıyorum.

“BEN BİR ALDAĞ A.Ş. KADINI OLARAK, BİZİM BU ŞİRKETTE SAHİP OLDUĞUMUZ HAKLARIN EN KISA ZAMANDA TÜM SEKTÖRÜMÜZDE VE ÜLKEMİZDE YAYGIN HALE GELMESİNİ DİLİYORUM”

■ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

8 Mart Dünya Kadınlar Günü için tüm dünya kadınlarına ileteceğim tek bir mesaj var: “Ayağa kalkın ve harekete geçin“. Hayatta hiçbir hak mücadelesi kırmızı halılarla bezenmiyor ve kimsenin size, aslında doğuştan sahip olduğunuz bu hakları altın tepside sunmasını beklemeyin. Aslında Dünya Kadınlar Günü’nün özünde de var olan düşünce; bu mücadele güdüsünü ortaya çıkartmak ve kadınları sahip oldukları haklarla ilgili olarak bilinçlendirmektir. Neticede tüm dünya karşınızda bile olsa hakkaniyet ilkesini yaşatmak adına mücadele etmekten asla geri adım atmayan bir kurum kültüründen geliyorum. Ben bir Aldağ A.Ş. kadını olarak, bizim bu şirkette sahip olduğumuz hakların en kısa zamanda tüm sektörümüzde ve ülkemizde yaygın hale gelmesini diliyorum. Bunun sağlanabilmesi için ben şahsen elimden gelen tüm mücadeleyi vermeye hazırım. Bu vesile ile tüm sektörümüzün kadınlarına gönül rahatlığıyla şunu ifade etmek istiyorum; Biz sizin haklarınızın da mücadelesini veriyoruz ve hatta o hakların da garantörüyüz.