Kullandığımız klimalar eskiyor. Eski klimalarla yeni klimalar arasındaki teknoloji farkı ise her sene daha da açılıyor. Peki teknolojik ömrünü tamamlamış ürünleri kullanmak tasarruf sağlar mı? Eski klimaları değiştirmek istediğimizde geçmişteki gibi tesisat revizyonları gerekiyor mu?
Her teknolojik ekipmanda olduğu gibi klimalar da günümüzdeki inovasyon hızına ayak uyduruyor. Hızla gelişen teknoloji, eskiyle yeni arasındaki farkı giderek açıyor. Bugünlerde 10 yıl ve üzeri yaşta bir klimanız varsa büyük olasılıkla yeni alacağınız bir klimanın en az 2 katı kadar fazla enerji harcıyorsunuz demektir. Bu yüksek faturalar sebebiyle birçok insan konforundan feragat ediyor ve nihayetinde bu konforsuzluk memnuniyetsizlik ve mutsuzluk yaratıyor.
Eski klima ve yeni klimalar arasındaki farklar
Klima teknolojisi de yeni patentlerle birlikte hızla değişiyor. Kompresörler artık sabit hızlı değil, ihtiyacınız kadar çalışıyor. Soğutucu akışkan olarak artık R32 kullanılıyor. Filtreleme sistemleri hızla gelişti, nitekim artık 0.3 mikrona kadar olan kirleticiler tutulabiliyor. Bir ürünü oluşturan parçalar daha hassas işleniyor ve daha dayanıklı hale getiriliyor. Uzaktan kontrol sistemleri klimalara adapte edilebiliyor, bu sayede cep telefonundan klimalarınızı kontrol edebiliyorsunuz. Akıllı göz teknolojileri insanları ve ortam sıcaklığını tespit edip klimaların çalışmasını kontrol edebiliyor. Tüm bu yenilikler maksimum konfor sunarken minimum enerji tüketilmesini sağlıyor.
İnovatif teknolojiler sayesinde klimaları değiştirmek artık çok kolay ve zahmetsiz
Eski tip iklimlendirme ürünlerini değiştirmek önceki yıllarda çok daha zorlu bir süreçti. Uyumsuz bakır boru çapları, farklı özellikteki yağların tesisatı kirletmesi gibi sebeplerden dolayı yeniden tesisat çekmek hem mimari hem de mekanik olarak zahmetliydi. Artık geliştirilen yeni teknolojilerle bu tür olumsuzlukların önüne rahatlıkla geçilebiliyor. İklimlendirme teknolojilerinin öncü markası Mitsubishi Electric; hemen hemen tüm yeni modellerini, eski tesisat sistemlerine uygulanabilecek şekilde geliştiriyor ve kullanıcılara sunuyor. Örneğin patentli ürünü olan HAB yağı (Hard Alkl Benzene-Yüksek Dayanımlı Yağ), klor kalıntısı sebebiyle oluşabilecek yağ bozulmalarının önüne geçiyor, tesisatın içerisinde kalan metal parçaları ve balçıklar ise özel filtreleme sistemleriyle filtreleniyor. Böylece bakır boru değişimine gerek kalmıyor, sadece iç ve dış ünitenin montajının yapılması yeterli oluyor. Artan enerji maliyetlerinin yeni ve az enerji tüketen cihazları zorunlu kılması tüketicileri cihaz değişimine yönlendirirken, Mitsubishi Electric’in geliştirdiği bu inovatif özellik, kurulumu pratik hale getirerek sürecin çok daha kolay ve hızlı tamamlanmasını sağlıyor.
Haberleri paylaşmak ister misiniz ?