“Yaşam için Soğuk Zincir”, SOSİAD’ın bu yılki 26 Haziran Dünya Soğutma Günü etkinliği olarak gerçekleşen web seminerinde ele alındı.
Dünya Soğutma Günü Uluslararası Etkinlikleri kapsamında düzenlenen webinara, sektörel sivil toplum örgütleri yöneticileri ve bilim insanları konuşmacı olarak katıldı.
Geçen yıl ilk kez kutlanan ve soğutmanın sürdürülebilir gelecek açısından önemine dikkat çekmeyi amaçlayan 26 Haziran Dünya Soğutma Günü çerçevesinde, bu yılın teması olarak belirlenen, “Yaşam için Soğuk Zincir”, saat 14.00’te başlayan web seminerde, farklı yönleri ile tartışıldı. SOSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hayati Can’ın moderatörlüğünde gerçekleşen web seminerin açılış konuşmasında, SOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş, dünya genelinde gıdaların yaklaşık üçte birinin tüketilemeden israf edildiğine, bu nedenle gıdadan yoksunluğun söz konusu olabildiğine dikkat çektiği konuşmasında özetle şunları söyledi: “Gıda ürünlerinin %60’ının soğuk muhafazaya ihtiyacı var. Gelişmekte olan ülkelerde gıda kayıplarının %40’ından fazlası, hasat sonrasında ve işleme sürecinde meydana geliyor. Gelişmiş, endüstrileşmiş ülkelerde ise gıda kayıplarının %40’ından fazlası perakende zinciri ve tüketici tarafında gerçekleşiyor. Gıda kayıplarının önlenmesinde başrolü soğutma alıyor. Soğuk muhafaza, soğuk taşıma ve soğuk zincirin bütününde, sektörümüz dijital teknolojileri kullanıyor. Pandemi ile birlikte dijitalleşme, yediden yetmişe halka indi. Sanal ortamda düzenlenen fuarlar, etkinlikler, satış mağazaları ivme kazandı. Pandemi, gıda güvenliği kadar dijitalleşmenin önemine de dikkat çekmiş oldu. SOSİAD olarak dünyanın geleceği için sürdürülebilir soğutmanın önemine, pek çok farklı çalışmamızla dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bugünkü etkinliğimiz de bu amaca yönelik.”
Derneğin geçen yıl gerçekleştirdiği UNIDO’nun Demonstrasyon Projesi’nin ve AREA’nın Real Alternatives 4 Life Projesi’nin Koordinatörü Kıvanç Aslantaş, gerçekleştirdiği sunumunda; Düşük Küresel Isınma Potansiyeline (KIP) sahip soğutucu akışkan kullanımının çevresel açıdan olumlu sonuçlarının yanı sıra, yüksek enerji verimliliği, yatırım maliyetlerinin geri dönüş hızı, düşük işletme giderleri gibi avantajlarının sahada gözlemlenerek raporlanmasına, çevre dostu soğutucu akışkan kullanımı konusunda farkındalık yaratılmasına yönelik uluslararası başarılı SOSİAD projelerinden bahsetti.
Prof. Dr. Onur Devres, gıda kayıplarının %5’e çekilmesinin başarı sayılabileceğine dikkat çekerek, gıdaların –türlerine göre- nasıl korunması gerektiğini, hijyen koşullarının sağlandığının ispatı olacak Gıda Güvenliği Standartlarından bahsetti. Doğru soğutma tesisinin projelendirme ve uygulama esaslarından bahseden Prof.Devres, yeni bir soğuk zincir tesisi kurulacağı zaman ülkemizde genellikle nasıl bir süreç izlendiğini, şu sözleriyle dile getirdi: “Önce fuarlar, mevcut tesisler gezilir, soğutmacı olarak bildik, tanıdık kişilerle görüşülür, teklif istenir, üzerinden pazarlık yapılır, en ucuz teklif kabul edilir, tesis inşa edilir, akabinde şikâyet etmeye başlanır. Soğutma, güçlü bir bilgi alt yapısı üzerine temellendirilen yüksek teknolojiyi barındıran güçlü bir uygulama ile görevini yerine getirebilir. Ülkemizde bilgi herkeste bulunan bir şey gibi görüldüğünden, fiyat ise tüm karar sürecini belirleyen yegane parametre olduğundan, uygulamaların sonuçları memnuniyet vermeyebiliyor. İyi sonuçlar, ancak iyi firmalar ve iyi uygulamalarla alınabiliyor.”
Webinara konuşmacı olarak katılımıyla destek veren Eurovent Yönetim Kurulu Başkanı Naci Şahin, Eurovent hakkında verdiği kısa bilgilerin ardından, AB genelinde yasal mevzuatın güçlendirildiği konulardan birinin; süpermarket dolapları konusunun üzerinde durdu. Şahin, özellikle 1 Mart 2021 yılından itibaren AB genelinde bu ürün kategorisindeki cihazların EcoDesign regülasyonuna uygunluğu ve enerji etiketlemesine sahip olması gereğine dikkat çekti. Şahin; “Olması gerekeni bilen ama ticari kaygılarla uygulamayan bir sektör olmak istemeyiz. Standardizasyona uyulması, bunun sertifikasyonla taçlandırılması büyük önem taşıyor” dedi.
TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı S. Zeki Poyraz, geçmişteki –bugüne göre- ilkel soğutma yöntemlerinin yerini, giderek daha yüksek teknolojili, enerji verimli çözümlerin aldığını, bunun, sağlık ve gıda güvenliği açısından büyük önem taşıdığını belirttiği konuşmasında, elektriğin olmadığı gelişmekte olan bölgelerde, elektriğin bölgesel olarak taşınamadığı pek çok yerde, solar PV sistemler sayesinde, soğuk depo kurulumlarının mümkün olabildiğine dikkat çekti.
İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet H. Şanal, iklimlendirme ihracatı dünya pazarının 507 milyar USD hacminde bulunduğunu ve Türkiye’nin bu pazardan aldığı %1’lik payın, %1.5’e çıkarılması hedeflerinin bulunduğunu dile getirdi. Şanal, 174 ülkeye ihracat yapan Türkiye İklimlendirme Sektörü içinde soğutma komponentlerinin %1.25 olan payının, Türkiye ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çekti.
SOSİAD Onur Kurulu Üyesi ve TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi A. Metin Duruk, 870 binin üzerinde gönüllü üyesi bulunan TEMA Vakfı hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra dünyada ve Türkiye’de çölleşme ve erozyon tehdidine dikkat çekecek çarpıcı istatistikleri paylaştı. Duruk konuşmasında özellikle şu noktaları vurguladı: “Dünya karasal alanının %25’i (4 milyar hektar) çölleşme tehdidi ile karşı karşıya. Türkiye, risk haritasına göre bir kısmı yüksek, bir kısmı orta sınıf olmak üzere %80 civarında riske sahip. Gıdalarımızın %95’i doğrudan veya dolaylı olarak toprakta yetiştiğine göre, dünya genelinde her yıl 12 milyon hektar tarım arazisinin tahribata uğramasının gıda güvenliğini ne denli tehdit edebileceği görülmektedir. Soğutmacılar ve tüketiciler olarak tercihlerimizi değiştirmek zorundayız, enerjiyi daha cimri kullanmalı ve genel olarak daha az tüketmeye gayret göstermeliyiz.”
ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yönet, gıda güvenliği konusunda 3S kuralını şu sözlerle açıkladı: “Saklama, Sağlık ve Sürdürülebilirlik… Besinlerin türlerine göre soğuk muhafaza koşulları altında tutularak israfın önlenmesi, besin değerini yitirmeyen gıdaların insan sağlığına hizmet edebilmeleri ve ilaç, aşı gibi sağlık koruyucularının korunabilmeleri ile sürdürülebilirlik koşullarının gözetilmesi sayesinde daha az üretime, dolayısıyla daha az enerji tüketimine ihtiyacımız olacak. Dünyanın soğutulmaya ihtiyacı yok, 7.8 milyar insanın var, dünyanın da zaten 7.8 milyar insana ihtiyacı yok. Yapılması gerekenlerin en az enerji ile yapılması ve ticaretin, tekniğin önüne geçmesinin engellenmesi şart.”
ESSİAD Y.K. Başkanı Güray Korun, Türkiye’de yaş sebze-meyvenin yaklaşık %40’ının tüketiciye ulaşabilme noktasına kadarki süreçte zayi olduğunu, bu oranın gelişmiş ülkelerde %10 seviyesinde bulunduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu istatistikleri iyileştirebilmek, STK’lardan kamu otoritelerine, kuruluşlara kadar işbirliği içinde olmayı gerektiriyor. Soğuk zincir ve soğuk depolama konusunda üreticilerin eğitim almaları, otoritenin gerekli denetimleri yapıyor olmaları takip edilmeli, üreticiler güncel, ileri teknolojileri yakından takip etmelidir. Soğutma teknolojisinde yeterli düzeyde olduğumuzu düşünüyorum. ESSİAD üyeleri arasında küresel ölçüde marka değeri kazanmış kuruluşlarımız mevcut. Dünya Soğutma Günü’nü, farkındalık yaratabilme değeri açısından, soğutmanın gelişimi için önemli görüyorum.”
Gıda Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Samim Saner, dernek hakkında verdiği genel tanıtıcı bilgilerin ardından sunum ile özetle şu bilgileri paylaştı: “Gıda güvenliğinin sağlanamamasının; gıda zehirlenmeleri, itibar kaybı, kötü tanıtım, malların iade edilmesi, bozulması ve ekonomik kayıplar, istenmeyen yasal işlemler ve işi kaybetmek gibi sonuçları olacaktır. Dünyada her yıl güvenliği korunamamış gıda yüzünden; 76 milyon kişi hasta olmakta ve bunun maliyeti 20 milyar USD’ı bulmaktadır. Mikrobiyolojik zehirlenmelerin temel nedenleri; uygun olmayan sıcaklıkta saklama, yetersiz pişirme ve çapraz bulaşmadır. Mikroorganizmalarla mücadelede bulaşmanın önlenmesi hijyen koşullarıyla sağlanır. Üremenin önlenmesi için doğru depolama ve taşıma, bu süreçte uygun sıcaklık ve süre koşullarına dikkat edilmesi gerekir. Mikroorganizmaları öldürebilmek için doğru pişirme gerekir. Global çözüm; bilimsel, proaktif, sistematik, tarladan çatala risk bazlı, sürdürülebilir yaklaşımdır. Konuya ilişkin uluslararası gıda güvenliği yönetmelikleri, prosedürleri, sertifikasyonu hassasiyetle takip edilmeli ve uyulmalıdır.”
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener konuşmasında, soğutma sanayicileri ile birlikte, bir bütünün ayrılmaz parçaları olduklarını, soğutma komponentleri ile donatılı frigofrik araç filosuna sahip, yüksek metrekarelerde soğuk depolama alanlarına sahip olanlar dahil, UTİKAD’ın 500’den fazla ileri gelen lojistik kuruluşunu çatısı altında topladığını vurgulayarak şunları söyledi: “Isı kontrollü parsiyel taşımacılık konusunda bazı sıkıntılarımız bulunuyor, bu alanda gelişmiş ülkelerin bir miktar gerisinde olduğumuz söylenebilir. Lojistik operasyonlar, üreticiler tarafından yapılmaya devam ettikçe, lojistik operatörlere devredilmedikçe bu sıkıntılar devam edebilir. Zira bu takdirde lojistik operasyoncular için, bu işleri düzenli yapabilecekleri bir yük havuzu oluşmuyor. Soğuk hava taşımacılığının lojistik operasyonculara devredilmesi fayda sağlayabilecektir. Birlikte, işbirliği içinde hem tüketicilere hem de ihracatçılarımıza giderek daha iyi seviyede hizmet verebileceğimize inanıyorum.”
TOBB İklimlendirme Meclisi Tarım Ürünleri Çalışma Grubu Başkanı Levent Aydın, Komisyon tarafından hazırlanan sektör raporunun içeriği hakkında bilgiler verdi. Aydın, “Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standart Uygulamalara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”den bahsederek özetle şunları söyledi: “Ülkemizde, tebliğ kapsamında bulunan sebze-meyve ürünlerinin toplam yıllık üretimi 60 Milyon tondur. Bu ürünlerin yaklaşık 5 Milyon tonu ihracat amaçlı sevk edilmekte, kalan 55 Milyon tonu yurt içi pazarda kullanılmaktadır. Çalışmamızda yıllık 25 Milyon Ton ürünün yukarıda açıklanan soğuk zincir prensibi dahilinde hareket etmesi gerektiği esas alınmıştır. Ülkemiz, sebze-meyve ürünleri konusunda %25-40 arasında fire vermektedir. Bu firenin en büyük sebebi, soğuk zincir prensiplerinin tam manasıyla uygulanamamış olmasıdır. Bu proje, fire miktarlarının azaltılması konusunda büyük katkı sağlayacak ve firelerin tekli rakamlara düşmesi beklenecektir.”
İSKİD Endüstriyel ve Ticari Soğutma Sistemleri Komisyonu Başkanı Ayk S. Didonyan, Endüstriyel Soğutma’nın Hayatımızdaki Yeri başlıklı sunumunda, özetle şunları söyledi: "Yeterli miktarda güvenli ve besleyici gıdaya erişim, yaşamı sürdürmek ve sağlığı iyileştirmek için anahtardır. Zararlı bakteriler, virüsler, parazitler veya kimyasal maddeler içeren güvenli olmayan gıdalar, ishalden kanserlere kadar 200'den fazla hastalığa neden olur. Tahmini 600 milyon kişi (dünyadaki her 10 kişiden yaklaşık 1'i) bozuk yiyecekler yedikten sonra hastalanıyor ve her yıl 420.000 kişi ölüyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerde güvensiz gıdalardan kaynaklanan verimlilik ve tıbbi harcamalarda her yıl 110 milyar dolar kaybedilmektedir. Gıda kaynaklı hastalık ölümlerinde 5 yaşın altındaki çocuklar her yıl 125.000 ölümle ciddi bir yer alıyor. İshalli hastalıklar, kontamine gıdaların tüketilmesinden kaynaklanan en yaygın hastalıklardır ve 550 milyon insanın hastalanmasına ve her yıl 230.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır. Bu nedenle, sistemlerin projelendirilmesi, yapımı, işletimi, denetimi gibi süreçlerin bütününde, sertifikalandırılarak yetkinliği kanıtlanmış teknik kişilerin, uzman mühendislerin varlığı büyük önem taşıyor.”
SOMTAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rahmi Türk, Dünya ve Türkiye’de Soğuk Muhafaza, Ambalaj Lojistikte Son Gelişmeler başlıklı sunumunda; farklı ürünler için farklı depolama teknikleri, soğuk zincirin süreç basamakları, ürün kayıplarını etkileyen depo özellikleri, bazı ürenler için depolama sıcaklığı/süre ilişkisi, depolamada yeni teknolojilere uzanan pek çok başlık altında kapsamlı bilgiler aktardı.
Webinara Marco Buoni, video mesajı ile katıldı. SOSİAD Yaşam için Soğuk Zincir Web Seminerinin ve Marco Buoni’nin video kaydı, kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için derneğin YouTube kanalında yayınlanacak.