İZODER Başkanı Levent Pelesen:
“Kentsel dönüşüm sürecinde, binalarda hayati önem taşıyan yangın yalıtımına da öncelik verilmeli”
Yalıtım konusunda kamuoyu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER, 25 Eylül-1 Ekim ‘Yangından Korunma Haftası’ kapsamında açıklama yaptı. Binalarda yangından korunmak ve kurtulmak için acil önlem alınması gerektiğini belirten İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Kentsel dönüşümde yangın güvenliği ve hayati önem taşıyan yangın yalıtımı uygulamaları göz ardı edilmemelidir.” dedi.
İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, binada yangın çıktığında en hızlı ve en güvenli şekilde yangın mahallinin terk edilmesini yangın yalıtımı uygulamalarının sağladığını belirterek, şöyle konuştu: “Ülkemizde her yıl çok sayıda yangın vakası meydana gelmektedir. Bu durum maddi hasarın yanı sıra can kayıpları ve yaralanma vakalarına neden olmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından yayımlanan istatistiklere göre 2014-2019 yılları arasındaki son 5 yılda sadece İstanbul’da meydana gelen yapısal yangınların sayısı (araç yangınları hariç) 70 bir 754’dır. Son 5 yıllık yapısal yangın istatistiklerinin ortalaması yılda yaklaşık 5 bin 500 konutun, 150 fabrikanın yandığını ortaya koymaktadır. Sadece 2018 yılında çıkan yangınların 4 bin 875’i konutlarda, 7 bin 377’si ise diğer binalarda çıktı. 2018 yılında İstanbul il sınırları içerisindeki 164 fabrikada yangın meydana geldi. 2018’de çıkan bu yangınlarda 133 vatandaşımız hayatını kaybetti, 79’u itfaiyeci olmak üzere toplam 636 kişi yaralandı.
Ev ve işyerlerindeki her tür mobilya, perde, masa, koltuk gibi eşyaların tümü yanıcıdır. Yangınlar için gereken oksijen ise havada bulunur. Sönmemiş bir sigara, elektrik kontağı, hatta güneş ışınları, soba ve ocak gibi ısı kaynakları, yangının başlamasına neden olabilir. Yanıcı olan eşyalarımızın ve oksijenin hayatın vazgeçilmez birer parçası olduğu ve yanıcı maddeleri tutuşturabilecek enerji kaynaklarını sağlayabilecek teknolojik aletlerin çevremizi sardığı da göz önüne alındığında İBB’nin ortaya koyduğu bu istatistikler, aslında yaşanılan mekânlarda yangın çıkma olasılığının sanıldığı gibi düşük olmadığını gösteriyor. Yangın yalıtımının yaygınlaştırılması, yangınlarda açığa çıkan ısı ve dumanın yayılımını sınırlandırarak can ve mal kayıplarını da önemli ölçüde azaltacaktır.
Yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik uyarınca; ülkemizdeki binaların bir yangın meydana geldiğinde, içerisindeki kişilerin güvenli bir şekilde tahliye edilmelerine, itfaiye ekiplerinin de güvenli bir şekilde müdahale etmesine olanak sağlayacak süre boyunca yıkılmadan fonksiyonlarını sürdürmesi gereklidir. Bu çerçevede yapının başta taşıyıcı elemanları olmak üzere bazı bölümlerinin yangına karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanması gereklidir.
Yangının zararlı etkilerinin sınırlandırılması ve güvenli kaçış bölgelerinin oluşturulması amacı ile oluşturulan bölümlerin duvarlarına, tavanına ve döşemesine yangın yalıtımı yapılmalıdır. Yangın yalıtımıyla yapı elemanlarında sağlanan yangına dayanıklılık süreleri nispetinde yangının ve zararlı etkilerinin bir başka mekana yayılmasını engellenir, yangın mahallinin emniyetli bir şekilde tahliye edilmesine, can ve mal kayıplarının en aza indirilmesine olanak sağlanır. Yangın güvenli yapı tasarımında; yapısal olarak alınması gereken yangın yalıtım önlemleri ile yangın söndürme, algılama, uyarı gibi yangın anında devreye giren aktif önlemler birlikte düşünülmelidir.
Giydirme cephelerde hiçbir malzemenin yanmaması gerekir
Son yıllarda iş merkezi, hastane ve otel binalarında meydana gelen yangınlar kamuoyunda geniş yankı bulmuş, dış cephe çözümleri özelinde binalarda alınması gereken yangın güvenliği tedbirlerinin önemini gözler önüne sermiştir. Dış cephelerde çok hızlı yayıldığı görülen ve toplumda endişe yaratan bu olayları incelediğimizde, yangının çıktığı binalarda içerdiği havalandırma boşluğu nedeniyle baca etkisine sebebiyet veren giydirme cephe detaylarının tercih edildiğini görüyoruz. Çok çeşitli estetik çözümler sunulabilen giydirme cephe detayları giderek yaygınlaşıyor. Ülkemizdeki mevzuat, bu tür havalandırmalı giydirme cephe detaylarında yalıtım malzemeleri de dahil olmak üzere hiçbir malzemenin yanmaması gerektiğini ifade ediyor. Ancak bilgi eksikliği ve ekonomik gerekçeler ile havalandırmalı giydirme cephe detaylarında yanıcı malzemeler tercih edilerek estetik kaygıların yangın güvenliğinin önüne geçtiği uygulamalar sürdükçe bu tür yangınlar ile karşılaşılması olasılığı hep olacaktır.
Toplumda yeteri kadar bilinmeyen bu önlemler konusunda vatandaşların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bununla birlikte yapı stokunun kentsel dönüşüm gibi değişim süreçlerinin doğru kullanılması ile güvenli, sağlıklı ve konforlu yapıları üretmemiz daha kolay olacaktır.
Mevcut mevzuatların etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi noktasında çok eksiğimiz var ancak kentsel dönüşümün bir fırsat olarak değerlendirilmesi, inşa edilen yeni binalarda ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamalarına öncelik verilmesi hem yalıtım sektörü hem toplum adına çok önemli.”