Masdaf, gelişen iş hacmine paralel olarak artış gösteren faaliyetlerini daha verimli olarak sürdürebilmek amacıyla İstanbul’da bulunan genel merkezini yakın zaman önce Tuzla’da satın aldığı ofis binasına taşıdı. Masdaf, 12.000 metrekare alan üzerine 8500 metrekare kapalı alan olacak şekilde inşa edilen ve 6 kattan oluşan yeni merkezinde çalışanlarına; yüksek konfor ve gelişmiş teknolojik altyapı sunuyor. 

İç mimari projesi, Yonca Sirmen Mimarlık Ofisi tarafından yapılan; dinamizim, konfor, çevre  ve kurumsal kimlik unsurları temel alınarak dizayn edilen ofis binasında; her katta yeni teknolojilerle donatılmış toplantı odaları, kişisel ve ortak çalışma alanları, coffee cornerlar, sosyal alanlar, Masdaf müşterilerinin tüm pompa ve hidrofor çözümlerini deneyimleyebilecekleri showroom, Mas Academy uygulamalı ürün eğitim alanları ve 80  kişi kapasiteli konferans salonu bulunuyor. 

Taşınmanın hizmet ettiği amacı ’değişimin kendisi’ ifadesiyle özetleyen Masdaf Yönetim Kurulu Üyesi Denizhan POLATOĞLU, Masdaf olarak her alanda değişmeye devam etiklerini açıkladı. POLATOĞLU: “2020 yılında markamızın kurumsal kimlik yapısının yenilenmesi ile başlayan değişim, yeni ofis binamız ile devam ediyor. Şirket olarak orta ve uzun vadede gerçekleştirmeyi planladığımız büyüme, gelişim ve modernizasyon hedeflerimiz için bu tür bir tesise geçmek temel amacımızdı. Çünkü fiziki olarak yaşadığımız bu yenilik aynı zamanda değişim ve gelişim çalışmalarımız için de destekleyici unsur olacak.  Ofislerimiz, evimizden sonra en fazla zaman geçirdiğimiz mekânlardır. Bu nedenle ofisimizin dizayn çalışmalarının merkezine insanı koyduk. Çalışanlarımızın motivasyonunu pozitif yönde etkilemek üzere dizayn ettiğimiz yeni ofisimizde, onların sosyalleşerek, etkileşim içinde çalışmalarına olanak sağlayacak ortak çalışma alanları kurguladık.  COVID-19 pandemi sürecinde çalışma ve sosyalleşme alanlarında optimum iç hava kalitesi sağlayacak havalandırma sistemleri kurarak, çalışanlarımıza gün boyu sağlıklı çalışma ortamları sunmayı hedefledik. dedi. 

“Yeni ofis binamızda çevresel etkileri en aza indirecek geliştirmeler yaptık. Bu kapsamda suyun geri kazanılması adına binamızın çatısında, yağmur sularını toplayıp, filtreleyerek ham su deposuna gönderen bir sistem kurduk. Depoda biriken suları direkt olarak bahçe sulamada ve ihtiyaç duyulan alanlarda değerlendirerek, su israfının önüne geçmeyi hedefledik.  Binadaki sıcak kullanım suyunu, çatıya kurduğumuz güneş kolektörlerinden elde ederek, enerjiden tasarruf sağladık.  Kullandığımız akıllı ve üstün teknolojiye sahip hava kaynaklı ısı pompaları ile binanın ısıtma ve soğutmasından kaynaklı enerji tüketimini minimum seviyelere çekmeyi hedefledik. Ayrıca daha az enerji tüketen armatürler tercih ettik.  Binamızın çevre düzenlemesi de sürdürülebilir peyzaj anlayışı ile yapıldı. İstanbul iklim şartlarına uygun bitkiler seçilerek, floranın sürekliliğinin sağlanmasını hedefledik. Kısacası doğa ile uyumlu ve geri dönüşüm odaklı olan yeni ofis binamızda da çevreci bir yaklaşım benimsedik.”  dedi.