İZODER’in ısı, su, ses ve yangın yalıtımı gibi dört önemli branşta faaliyet gösteren sektörün standartlarını yükseltmeyi ve ülke genelinde yalıtım bilincini artırmayı hedeflediğini belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “28 yıllık deneyime sahip bir çatı örgüt olarak, ülkemizin ekonomik kalkınmasında önemli yer tutan yalıtım sektörüne öncülük etmeye devam edeceğiz” dedi.
13 Haziran 1993’te kurulan İZODER’in sürdürdüğü faaliyetleriyle hem toplum hem yalıtım sektörü hem de ülke ekonomisine önemli katkı sağladığını belirten İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “28’inci yılımıza girerken, dernek olarak yürüttüğümüz tüm faaliyetlerden daha etkin sonuçlar elde etmek ve toplumun yalıtıma yönelik farkındalığını daha da artırmak amacıyla bir araştırma başlattık. 2021 yılı başında başladığımız bu araştırmada elde ettiğimiz sonuçların sektörümüze ışık tutacağına inanıyoruz” dedi.
Mevzuatları geliştirerek yeni adımlar atmalıyız
Tüm yalıtım branşlarının, yönetmelik ve standartlara uygun bir şekilde üretilmesi ve uygulanması gerektiğine dikkat çeken Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Yalıtım branşlarına yönelik sektörümüzü direkt etkileyen yönetmelikler konusunda yakın dönemde önemli çalışmalar yaptık. Ancak özellikle enerji verimliliği açısından ülkemiz için stratejik öneme sahip olan ısı yalıtımı ile ilgili mevzuatları geliştirerek yeni adımlar atmamız gerekiyor.
Yalıtım alanında mevzuat oluşturmak, İZODER’in görev edindiği çalışmaların başında geliyor. Yönetmelikler tam anlamıyla uygulanmaya başlanıp denetim mekanizmaları etkili bir şekilde devreye girdiğinde, yalıtım uygulamalarının vatandaşa, çevreye ve ülke ekonomisine katkısı büyük olacaktır.
2000 yılında ısı yalıtımı uygulamalarının zorunlu hale getirildiği Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği’nden, 2018 yılında yürürlüğe giren Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği ile Binaların Gürültüye Karşı Korunması Yönetmeliği’ne kadar yalıtımın tüm branşları ile ilgili mevzuatların hazırlanmasına doğrudan katkı sağladık, bundan sonra da kamunun çalışmalarına katkıda bulunmayı sürdüreceğiz.
Yalıtımla ilgili kamu ve özel sektörde görev alan profesyonellere, geleceğin tasarımcısı ve karar vericisi konumuna gelecek öğrencilere ve yalıtım yaptırmayı düşünen vatandaşlarımıza yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarını ısı, su, ses, yangın ve tesisat yalıtımı branşlarında yürütmeye devam edeceğiz.
Enerji verimliliği için yalıtımda AB ülkeleri seviyesine çıkmalıyız
Bugün gelişmiş ülkeler sıfır enerjili konutlar, pasif evler gibi konseptlere yönelmiş durumda. Ülkemizde enerji verimliliği alanında maalesef bu noktadan çok uzaktayız. Ülkemizde yalıtım ile ilgili yasal düzenlemeler henüz AB ülkeleri seviyesinde değil. Bir an önce mevzuatlarımızda yapılacak değişikliklerle enerji limitlerinin iyileştirilmesi ve AB seviyesine getirilmesi, enerji verimliliği için çok önemli bir adım olacaktır.
Eğitim çalışmalarımız sürecek
Deprem tehlikesi altında bulunan ülkemizde hayati önem taşıyan su yalıtımı ile insanların beden ve ruh sağlığının korunması için gerekli olan ses yalıtımına dair yönetmeliklere dair bilgilendirme yapmak amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yaptığımız teknik iş birliği protokolü çerçevesinde, önceki yıllarda 14 farklı ilde 3.678 kişinin katılımıyla Tüm Yönleriyle Yalıtım Seminerleri gerçekleştirdik. Bu eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarını, pandemi sürecinin ardından farklı etkinlikler altında sürdüreceğiz.
Kentsel dönüşümü fırsat olarak değerlendirmeliyiz
Ülkemizdeki tüm binaları yalıtımlı hale getirdiğimizde (En az C sınıfı binalar) her yıl 9 milyar dolar tasarruf elde etme potansiyelimiz var. İçinde bulunduğumuz kentsel dönüşüm sürecini, güvenli, enerji verimli, çevreye duyarlı, sağlıklı ve konforlu yapılara sahip olmamız için önemli bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Öte yandan kentsel dönüşümün dışında kalan 5,6 milyon binanın da yalıtımla korunması gerekiyor. Tüketicinin alım gücünü desteklemek amacıyla yalıtım kredisi kampanyasının hayata geçmesini bekliyoruz. Bu çerçevede bir an önce bu kampanyanın hayata geçirilerek ülkemizde ısı yalıtımı seferberliği başlatılması gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye’deki binaların daha az enerji harcayan, dayanıklı, güvenli ve çevre dostu bir yapıya kavuşması için ısı, su, ses ve yangın yalıtımı ürünlerinin standartlara uygun şekilde üretilmesi ve uygulanması gerekiyor. Bu doğrultuda, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına önemli katkı sağlayan yalıtımı tüm yapılarda yaygınlaştırmak için çalışmalarımızı hızlandıracağız.
Sektörün kalite altyapısını güçlendirmek amacıyla 2007 yılında İZODER bünyesinde kurulan laboratuvar ile yalıtım ürünlerinin deneye tabi tutularak CE işareti ile pazara arz edilmesine imkan sağlıyoruz. İZODER bünyesinde önemli yapısal adımlar atarak, sektöre yönelik hizmetlerimizi çeşitlendirmeye devam edeceğiz.”
Haberleri paylaşmak ister misiniz ?