SOSİAD- Soğutma Sanayii İş Adamları Derneği, ISK-SODEX İstanbul 2019 kapsamında 3 Ekim 2019 tarihinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Karadeniz Salonu’nda “Avrupa ve Türkiye’de Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik Uygulamaları Semineri” düzenledi.
Seminerin açılış konuşmasını yapan SOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş “Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik, 2018yılının Ocak ayında yayımlandı. Bu konuyla ilgili ilk seminerimizi geçen sene Eylül ayında düzenlemiştik ve çok güzel geri dönüşler aldık. Bugün ise ikinci seminerimizi düzenliyoruz. Bu seminerimizde değerli konuşmacılarımız, küresel ısınma potansiyeli düşük alternatif soğutucu akışkan gazlarla ilgili bilgiler aktaracak. Faydalı bir seminer olmasını diliyorum” dedi.
Karakuş’un ardından T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Onur Orhan ‘Türkiye’de F-Gaz Yönetmeliği ve Güncel Gelişmeler’ başlıklı bir sunum yaptı. Sunumunda F-Gazlar hakkında bilgi veren Orhan, “Florlu gazlar (F-Gaz) endüstriyel soğutma uygulamaları, iklimlendirme sistemleri, yalıtım ürünleri, yangın söndürücüler gibi değişik sektör ve uygulamalarda kullanılan kimyasallardır. 1990’larda ozon tabakasını tahrip eden ve birçok uygulamada yaygın olarak kullanılan ve Montreal Protokolü ile kullanım dışı bırakılan kloroflorokarbon (CFC) ile hidrokloroflorokarbonların (HCFC) yerini almışlardır” dedi. Orhan, Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmeliğin amacı hakkında şunları söyledi: “Yönetmeliğin amacı, florlu sera gazlarından kaynaklanan emisyonları kontrol altına almak ve ülkemizin taraf olduğu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolünde listelenen florlu sera gazları ile florlu sera gazı içeren ürün veya ekipmanın kullanımına dair usul ve esasları düzenlemektir. Yönetmeliğin temel ilkeleri şunlardır: Florlu sera gazlarının atmosfere salınması, Bakanlığa kayıtlı olmayan gerçek veya tüzel kişilere satılması, köpük ürününde veya cihaz köpük yalıtımında şişirme ajanı olarak kullanılanlar haricinde ürün veya ekipman içerisinde geri kazanım işlemi yapılmadan bertaraf tesislerine kabul edilmesi yasaktır. Ürün veya ekipman ve basınçlı kap 11.12.2013 tarihli ve 28848 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Maddelerin ve Karışımların Sınıflandırılması, Etiketlenmesi ve Ambalajlanması Hakkında Yönetmelik’te belirlenen usul ve esaslara göre etiketlenir. Ürün veya ekipman ve basınçlı kabın etiketi; ‘Florlu sera gazlarını içermektedir’ ifadesini, Florlu Sera Gazlarının Yönetmeliği’nin Ek-1’inde yer alan endüstriyel veya kimyasal adını ve kg olarak miktarını, 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren florlu sera gazının CO2 eşdeğeri cinsinden miktarını içermelidir.”
Orhan’ın ardından SOSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Barış Uçaner, ‘AB, F-Gaz Yönetmeliğine Göre AB'ne Ürün ve Hizmet İhraç Eden Firmaları Bekleyen Süreçler’ başlıklı sunumunda şu bilgileri verdi: “F-GAS 517/2014 AB Yönetmeliği AB’ye üye ülkelere; sızıntı kontrolleri, etiketleme, kayıt tutma ve raporlama, eğitim ve sertifikasyon, geri kazanım ve atık yönetimi, piyasaya sürme yasakları ve kullanım sınırlamaları getiriyor. 517/2014 sayılı AB Revize Yönetmeliğinde RAC&HP sektörüne çeşitli tarihlerde sınırlamalar ve yasaklar getirildi. Türkiye’nin uyum süreci sonrasında söz konusu yasakların tarih farklılığı ile ülkemizde yayımlanması, planlanan yönetmelikte yer alması bekleniyor. AB 517/2014 Revize Yönetmeliğindeki yasaklar; HFC’lerin piyasaya sürülmesine ilişkin yasaklar ve kullanım kontrolleri şeklinde ikiye ayrılabilir. AB Yönetmeliğine göre 1 Ocak 2017’den itibaren AB’de faaliyet gösteren firmaların florlu sera gazı içeren ürünlerin ithalatını yapabilmeleri için ürünlerin içerdiği toplam florlu sera gazının küresel ısınma potansiyelinin (GWP) karbondioksit ton eşdeğeri kadar kotaya sahip olmaları gerekmektedir. AB’de faaliyet gösteren ithalatçı firmanın AB’nin ilgili portalına (F-gas portal) kayıt olma zorunluluğu vardır. İthalat için daha önceden hak edilmiş bir kotasının olması veya ihtiyaç duyduğu kotayı kota sahiplerinden satın alması gerekmektedir. Gerekli kota miktarının tespiti için ürünlerin içerdiği toplam florlu sera gazının küresel ısınma potansiyelinin karbondioksit eşdeğeri hesaplanır. İthalatçı firma florlu sera gazı içeren cihazı devreye alması veya pazara sürebilmesi için, cihazına florlu sera gazı içerdiğinin ve miktarı ile karbondioksit eşdeğerinin yazılı olduğu bir etiketleme yapması gerekir. Ayrıca bu bilgiler cihazın kullanım kılavuzunda da yer almalıdır. AB’ye satışı (ihracatı) yapılan florlu sera gazı içeren cihazların ithalat sonrası devreye alınması veya servisi için AB’de hizmet sağlayacak firmanın veya ilgili ülkedeki taşeron çalışanın, AB’de geçerli F-Gas sertifikası olması zorunluluğu mevcuttur.”
Seminerin ikinci oturumunda AREA Başkanı Marco Buoni, AREA hakkında bilgi vererek başladığı “F-Gaz Yönetmeliği Uygulamalarında Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı sunumunda, “1988’de Belçika’da kurulan Air Conditioning and Refrigeration European Association (AREA), ulusal soğutma, klima ve ısı pompası (RACHP) dernekleri, müteahhitleri ve teknisyen/mühendislerini temsil eden bir Avrupa konfederasyonu ve 22 Avrupa ülkesinden 26 ulusal derneğin sesidir” dedi. Karşımızda birçok sorun olduğunu ve bunları çözmemiz gerektiğini vurgulayan Buoni, “Herkes HFC kullanımını azaltmak zorunda kalacak. Bunun için alternatif soğutucu akışkanlar kullanıyoruz. R448 ve R449 soğutucu akışkanları tekrar kullanmaya başladık. Zehirli ve yanıcı bir gaz olan amonyağı da kullanıyoruz. Bu soğutucu akışkanların hepsini mutlaka iyi eğitilmiş kişilerin kullanması gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda eğitime daha fazla ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim. Biz AREA olarak ücretsiz eğitimler düzenliyoruz. Çünkü teknisyenlerin eğitim alması ve sertifika sahibi olması gerekiyor” diye konuştu. Buoni, yasadışı soğutucu kullanımının olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Ne yazık ki yasadışı soğutucu kullanımı ve üretimi var. Bu yasadışı soğutucuları sertifikası olmayan teknisyenler kullanıyor ve içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Tehlikeli olan da bu. Çünkü sistemin kötü çalışmasını bir yana bırakalım sistem yanabilir ve bu ciddi kazalara hatta ölüme bile sebep olabilir. Bunun olmasını asla istemeyiz. Çünkü bir kaza bile tüm pazarı mahvedebilir. AREA olarak kaçak gazların kullanımını engellemeye çalışıyoruz. Tüm bunları tespit edebilmemiz için sistemlerimiz mevcut, işte bu sebeple sertifikalı teknisyen konusu çok önemli. Tabii bunun yanında doğru ekipman kullanımını da unutmamak gerek. Teknisyenlerimizin kullandığı sızıntı detektörleri gibi cihazların muhakkak kaliteli olması gerekiyor. Asıl hedefimiz, küresel ısınmayı, atmosferdeki zehirli gazları azaltmak. İklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini unutmamalıyız.”
Buoni’nin ardından Proje Danışmanı Dr. Kadir İsa REAL Alternatives 4 LIFE Projesi hakkında şu bilgileri verdi: “Real Alternatives 4 LIFE Projesinin süreci SOSİAD’ın Air Conditioning and Refrigeration European Association-AREA’ya üye olmasıyla başladı. 2016 yılının Mayıs ayında Dublin’de yapılan AREA Genel Kurul toplantısında SOSİAD’ın üyeliği oy birliği ile kabul edildi. AREA’ya üye olduktan sonra yaptığımız görüşmeler sayesinde Real Alternatives 4 LIFE Projesi’nde sosyal ortak olarak yer almak istediğimizi belirttik. Onlar da Türkiye’nin projede yer almasına sıcak baktı. Soğutucu akışkan emisyonları, alternatifler ve kaçaklar, düşük GWP’li soğutucu akışkanlar için karma eğitim programı olan REAL Alternatives 4 LIFE Projesinde amaç; proje ortağı ve proje sosyal ortağı ülkelerdeki teknisyenlerin bilgi seviyelerinin artırılması, AB genelinde bu alandaki beceri tutarsızlıklarını ele almak, ekipman işletmecisinin ve distribütörünün emniyet, güvenilirlik, kontrol altına alma, verimlilik ve standartların getirdiği kısıtlamalar konusundaki endişelerini gidermek, F-Gaz Yönetmeliği uygulamalarının ve düşük GWP alternatiflerine geçişin desteklenmesidir. REAL Alternatives 4 LIFE Projesi, 15 Haziran 2017’de başladı ve 14 Haziran 2020’de sona erecek.”
Seminerin son konuşmacısı SOSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Demonstrasyon Projesi Koordinatörü Kıvanç Aslantaş ise Demonstrasyon Projesi ile ilgili, “SOSİAD olarak iklim değişikliği ile mücadeleye destek veren ve bir UNIDO projesi olan Demonstrasyon projesinin çalışmalarına Mayıs ayında başladık. Çalışma, belirlenen üç ayrı ticari soğutma sisteminde mevcut soğutucu akışkanın çevre dostu alternatifi ile değiştirilerek sonuçlarının yapılan test ve ölçümlerle değerlendirilmesi, son kullanıcılar ve sektörle etkin biçimde paylaşılması olarak özetlenebilir. Pilot uygulamalar için İzmir’de bir adet endüstriyel soğutma tesisi, Ankara’da bir adet proses chiller uygulaması ve İstanbul’da üç adet gıda perakende market uygulaması olmak üzere üç bölge belirledik. Proje için gerçekleştirilecek tematik toplantıların tarihlerini de belirledik. Buna göre tematik toplantıların ilki 5 Kasım 2019 tarihinde Swissotel Büyük Efes İzmir’de, ikincisi 26 Kasım 2019 tarihinde JW Marriot Ankara’da, son toplantı ise 17 Aralık 2019’da Fairmont Quasar İstanbul’da yapılacak” dedi. Seminer soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.