TTMD İç Çevre Kalitesi Teknik Komitesi UVC Çalışma Grubu’nun düzenlediği “Kapalı Hacimlerde ve İklimlendirme Sistemlerinde Ultraviyole Işınım ile Dezenfeksiyon: Teori ve Pratik” semineri çevrimiçi olarak 29-30 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştirildi. Seminerin açılış konuşmasını yapan TTMD İç Çevre Kalitesi Teknik Komitesi Başkanı Prof. Dr. Macit Toksoy, UVC ile dezenfeksiyon konusunda özellikle tasarıma yönelik literatür araştırmalarında yeterli bilgiye ulaşamadıklarını ve bu seminer ile UVC ile mikropkırma teknolojisinin içerdiği tüm disipliner alanlarda, güncel araştırmaların değerlendirilmesi ışığında bilgi paylaşmayı hedeflediklerini söyledi. Toksoy, Mart 2020’de salgın başlangıcından sonra komite olarak yapılan çalışmaları özetledi.
TTMD COVID-19 Teknik Komitesi çalışmaları hakkında bilgi veren Komite Başkanı Meriç Sapçı; küresel salgınla birlikte COVID-19 hastalığının kapalı ortamlarda daha fazla yayılmasını önlemeye ve kontrol etmeye yönelik tedbirlerin önemine dikkat çekerek, mesleki faaliyetlerindeki önceliğin güvenli bir iç ortam hazırlamak olduğunu söyledi. Sapçı, iklim krizinin azaltılmasıyla ilgili çalışmaların yanı sıra iç mekan çevre kalitesinin iyileştirilmesi için yapılarda konfor, hijyen ve sağlıklı ortamları daha dayanıklı, esnek ve sürdürülebilir şekilde tasarlamak zorunda olduklarını belirtti.
Mesleki sorumluluklarımız hakkında bir konuşma yapan TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, “Mühendisin topluma, mesleğine, paydaşlarına, birlikte çalıştığı meslektaşlarına ve kendisine karşı sorumluluğu vardır. Bilgi ve becerilerini insanlık yararına kullanmak, dürüst ve tarafsız olarak sadakat içinde topluma hizmet etmek, mesleğin yeterlilik ve itibarını artırmak için çaba göstermek, kendi disiplinlerinin mesleki ve teknik derneklerine destek vermek, mühendislerin meslek standartlarını yükseltmek ve mesleğini geliştirmek için ön şart olarak görülen ilkeleridir. Mühendisler; mesleki çalışmalarını yaparken, halkın sağlığı, güvenliği ve menfaatini en başta tutmalıdırlar. Ehil-yeterli oldukları alanlarda hizmet vermelidirler. Topluma verdikleri bilgiler objektif ve gerçeğe uygun olmalıdır. Tüm paydaşları için sadık bir vekil gibi hareket etmelidirler” dedi. Bayraktar, TTMD olarak mesleğimizi geliştirmek ve uluslararası teknoloji ve örgütsel düzeye yükseltmek, üyelerimizin mesleki ve bilimsel çalışmalarına katkıda bulunarak gelişimlerini desteklemek, aralarındaki dayanışmayı artırmak ve bilgi temelli deneyimlerini insanlığın gelişimine katkıda bulunacak şekilde değerlendirmek amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. TTMD Başkanı seminerin hazırlığında emeği geçen Komite üyelerine, bildiri sahiplerine ve seminerin düzenlenmesine katkı sağlayan Johnson Controls ve Ventek’e teşekkür etti.
Açılışın ardından, oturum başkanlığını Prof. Dr. Sait Cemil Sofuoğlu ve Prof. Dr. Orhan Ekren’in yürüttüğü günün ilk oturumunda “Biyolojik İç Hava Kalitesi” başlıklı bir sunum yapan Prof. Dr. Aysun Sofuoğlu; aerosol, biyoaerosol, bina içi hava kalitesi (BİZ) gibi kavramların tanımları hakkında bilgi verdikten sonra iç havada bulunan mikroorganizmalara değindi. Aysun Sofuoğlu; “Dünyada 120 bin ile 10 milyon veya daha yüksek sayıda MO olduğu ve %99 oranındaki türün daha keşfedilmediği düşünülüyor. En önemlisi ve bizim korku kaynağımız ise bu mikroorganizmalardan patojenik dediğimiz gruba düşenler nedeni ise çeşitli yollarla bize bulaşıp hastalıklara sebep olmaları. Mikroorganizmalar ve bunlardan kaynaklanan uçucu organik bileşikler ve biyolojik kökenli havada uçuşan/asılı parçacıkları biyoaerosol olarak adlandırmakta ve bunların yaklaşık %5-34 düzeyinde bina için hava kirliliğine katkısı vardır” dedi. Bakteri, polen, küf ve virüs kavramlarının yapılarını anlatan Sofuoğlu; bazı mikrobiyal parçacıkların hava ve cansız yüzeylerde varlık süresi, boyut dağılımı ve sağlık etkisi, derişim etkileyen faktörler hakkında detaylı bilgiler verdi.
“Ultraviyole Işının Doğası ve Özellikleri” başlıklı bir sunum yapan Prof. Dr. Macit Toksoy, morötesi (ultraviyole) ışınımının elektromanyetik bir dalga olduğunu belirterek evrende kaynakları farklı fiziksel mekanizmalar olan ve farklı dalga boyu bantlarında yer alan elektromanyetik emisyonlar-yayınımların varlığını ifade ederek elektromanyetik spektrum hakkında bilgi verdi. Macit Toksoy; “Evrende sıcaklığı olan her cisim elektro manyetik dalga yayar. Cisimlerin atomlarında enerji alarak üst yörüngelere çıkmış elektronların alt seviyelerdeki yörüngelere dönerken yaydıkları enerji elektromanyetik dalga yani ısıl ışınımdır” dedi. Elektromanyetik bilim tarihi ve UV ışınım ile mikrop kırma bilim tarihi hakkında bilgiler paylaşan Toksoy, “Cisimlerin sıcaklığa bağlı olarak hangi dalga boyunda ne kadar ışınım yaydıkları, maksimum ışınım yaydıkları dalga boyu, tüm dalga boylarında yaydıkları toplam enerji miktarı siyah cisim ışınım yasaları olarak ifade edilmiştir. Siyah cisim ideal yayıcı ve yutucu olarak, bulunduğu sıcaklıkta tüm dalga boylarında en fazla enerjiyi yayın ve üzerine gelen ışınımın tamamını yutan cisim olarak tanımlanan ideal bir cisimdir. Doğada siya cisim yoktur, bazı özellikleri ile siyah cisme benzeyen cisimler ve yapılar vardır. Evrende bulunan kadar delikler, üzerine gelen tüm enerjiyi yuttukları için bu özellikleri ile siyah cisimlerdir” dedi.
Oturumun üçüncü konuşmacısı TTMD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Atmaca “Işınım ile Enerji Transferi” konulu bir sunum gerçekleştirdi. UVC ışınımın etkilerinin doğru anlaşılması için yüzeyler arasındaki ışınımla ısı transferi hesap yöntemleri ve temel yasalar hakkında bilgi veren İbrahim Atmaca, ışınımla ısı transferinde yüzeylerdeki ışınım yoğunluğunu etkileyen önemli parametrelerden birinin yansıma etkisi olduğunu belirterek farklı yansıma durumları için görüş faktörü hesabının yapılmasına ilişkin yöntemleri anlattı. Kapalı hacimlerde opak, difüz, gri yüzeyler arasında, iki ve üç yüzeyli kapalı hacimlerde ışınımla ısı transferi gibi konu başlıklarında bilgiler aktaran Atmaca; farklı yansıma durumları için görüş faktörü hesabı ve literatürdeki uygulamalardaki görüş faktörünü anlattıktan sonra: ”Sonuç olarak günümüzde ultraviyole ışınlama sistemlerinin havanın dezenfeksiyonu için kullanımı yaygınlaşmakta olmasına rağmen, UVGI sistemlerinin havada taşınan patojenler üzerinde etkileri hakkındaki tasarım bilgileri garanti etmek için gereken ayrıntıdan yoksundur” dedi.
“UVC Germisidal Tanımlar, SARS-CoV-2 Biyolojik ve Fiziksel Özellikler” başlığında bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Sevcan Ünlütürk, mikroorganizmalar tüm çevremizde bulunduğunu ancak önemli noktanın, zararlı organizmaların üremesinin kontrol altına alınması olduğunu söyledi. Mikrobiyal üremenin kontrol altına alınması, var olan mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması veya öldürülmesi gibi işlemlerin temizlik, dezenfeksiyon ve sterilizasyon ile yapıldığını belirten Sevcan Ünlütürk, dezenfeksiyon ve sterilizasyon arasındaki farklılıkları kıyasladıktan sonra ultraviyole ışınların germisidal etkisi, DNA-RNA hasarı, UVC doz tanımları, hava ve sıvı ortamlar için UV doz tanımları hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Sağlık Bakanlığı’nın antibakteriyel aktiviteye ilişkin olarak ISO 15714 ve GB 21551 standartlarının kullanılmasını istediğini söyleyen Ünlütürk, “Elde edilen bulgular, UVC ile SARS-CoV etkisizleştirmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Bakteri veya virüs bulaşmış bir yüzeyde veya hava ortamında bir log düzeyinde etkisizleştirme sağlamak için gerekli UV doz miktarının bilinmesi UV sistemlerinin tasarımı için gerekli bir bilgidir. Koronavirüsler yapısal olarak çok büyük eksende farklılık göstermediği için, UVC dezenfeksiyon prosedürleri daha fazla değişiklik yapmadan SARS-CoV-2 virüsünün etkisizleştirilmesinde kullanılabilecektir” dedi. Katılımcıların sorularının yanıtlandığı bölümün ardından ilk günü oturumu sona erdi.
UVC seminerinin ikinci gününde başkanlığını Prof. Dr. İbrahim Atmaca ve Doç. Dr. Ziya Haktan Karadeniz’in yürüttüğü oturumda ilk sunumu “UV Işınımın İnsan Sağlığına Etkileri” başlığıyla Mesut Genişoğlu yaptı. Doğal ve yapay UV kaynakları ile UV lambaların tarihçesi hakkında bilgilendirme yaparak sunumuna başlayan Genişoğlu, başta hastane gibi ortamların sterilizasyonu olmak üzere iç ortam dezenfeksiyonunda UV’nin uzun zamandır kullanıldığını belirterek SARS-CoV-2 üzerindeki çalışmalarda %99,7 oranında virüs giderimi sağlandığını söyledi. Genişoğlu UV maruziyetinin sağlık üzerinde etkileri hakkında; “UV ışınlarının insan derisi üzerindeki etkinliği 270 nm’de en yüksektir. Mikroorganizmalar üzerinde bu değer 265 nm’dir. UV-C ışınlarının etkisi daha yüksek olmasına karşın maruz kalınan yüksek UV-A ve UV-B dozları ile genelde kompleks bir ışık huzmesinde farklı dalga boylarına maruz kalınması, beraber etkilerin önemini göstermektedir. UV maruziyeti özellikle cilt ve göz üzerinde ciddi sağlık riskleri yaratmaktadır, bu nedenle UV ışın kaynaklarının kullanımının standartlar ile düzenlenmesi, risklerin azaltılması için önem taşımaktadır” dedi.
“HVAC Sistemlerine Entegre UVC Dezenfeksiyon Sistemlerinde Enerji Verimliliği” konusunda bir sunum yapan Prof. Dr. Macit Toksoy, biyolojik kirlilik açısından bina hacimleri ve kanallar dahil HVAC ekipmanlarının bir açık sistem oluşturduğunu, sisteme giren ve çıkan patojen miktarının değişim gösterdiğine dikkat çekerek örnek hacim üzerinde bu değişimi anlattı. Salgının yayılmasının önlenmesinin, insandan insana sıvı taneciklerin balistik geçişinin azaltılması, kirli yüzeyden insana patojen mekanik taşınmasının azaltılması ve insandan insana biyoaerosol transferinin azaltılmasına bağlı olduğun söyleyen Macit Toksoy, patojen konsantrasyonunun azaltılması için filtreleme, havalandırma ve morötesi ışınım (UVC) uygulamalarının HVAC sistemine entegrasyonu ile ilgili bilgiler paylaştı ve dezenfeksiyon sistemi tasarım algoritmasını aktardı. Toksoy, son olarak UVC sisteminin enerji tüketiminde önemli olan görüş faktörü, UVC ışınım verimi, sıcaklık, nem verimi gibi faktörleri anlattı.
“UVC Işınım Alanının Simülasyonu” başlıklı günün 3. sunumunu yapan Doç. Dr. Ziya Haktan Karadeniz, küresel salgın sonrası havanın dezenfeksiyonunun kritik bir öneme sahip hale geldiğine dikkat çekerek literatürde hava veya su için UVC dezenfeksiyon sistemlerinin simülasyonu ile ilgili birçok çalışma olduğunu ve bu çalışmaların deneysel çalışmalarla uyumlu olduğunu belirtti. UVC dezenfeksiyonunun kanal içi sistemlerde etkin ve verimli şekilde kullanılması için hesaplama örnekleri sunan Karadeniz; “Akış ve akışkan içerisindeki parçacıkların hareketlerinin de ışınım alanı ile birlikte modellenebildiği araçların kullanımı daha küçük ve etkin dezenfeksiyon cihazlarının tasarlanmasında zorunluluktur. Işınım alanlarının belirlenmesinde kullanılan mevcut benzetim araçlarının doğruluğunu artıracak yaklaşımların geliştirilmesine devam edilmektedir. Yüzeylerin ve ortamın ışınım özelliklerinin doğru şekilde tanımlanması gerekmektedir. Bunun için hem yüzeylerin UVC bandındaki ışınım davranışlarının belirlendiği hem de farklı lamba dizilimleri için ışınım alanlarının yüksek doğrulukla belirlendiği deneysel çalışmalara ihtiyaç vardır” dedi.
“UVC ile Dezenfeksiyon Teknolojisi: Teori ve Tasarım Temelleri” konusunda bir sunum yapan Prof. Dr. Orhan Ekren, aerosollerin taşınmasını azaltmak/önlemek için etkisizleştirme yöntemleri olarak mekanik havalandırma ile uzaklaştırma, filtrasyon ve ultraviyole ışınım (UVC) yapıldığını, bunların tek başına veya birlikte kullanımına yönelik optimum çözümler sağlamak için toplam dezenfeksiyon yönetimi kavramına vurgu yaptı. Dünyada ve Türkiye’de Covid-19 döneminde mekanik havalandırma çözümleriyle ilgili çalışmalar hakkında bilgi veren Ekren, mikropkıran-germisidal UV lamba çeşitlerinden bahsettikten sonra UVC ışınıma karşı alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak; “UV konusunda eğitim almış bakım & müdahale personeli yanı sıra, duvarlar ile cihazlarda uyarı yazıları olmalı. Odaya girildiğinde veya cihazların kapakları açıldığında UV ışık otomatik kapanmalı. El tipi 254nm dalga boyuna ayarlı radyometre ile ölçüm alınmalı, Civa içeren UV lambalar kırıldığında ortam mutlaka havalandırılmalıdır” dedi. UVC ile dezenfeksiyon sistemlerini hava kanalı içinde, yüzeyde ve oda içinde olmak üzere 3 başlıkta sıralayan Ekren, bu uygulama yöntemlerinin aşamalarını anlattı.
Seminerin son sunumunu yapan Tunahan Akış, UVC ile Dezenfeksiyon konusunda örnek tasarımlar paylaştı. Akış; “Farklı tasarımlarda farklı senaryoların gelmesi kaçınılmazdır. UVC ile dezenfeksiyon modellemesi açık uçlu parametreler havuzundan, dolayısı ile senaryolardan oluşmaktadır. Bu sistemlerin tasarımında bilgisayar benzetimleri mutlak suretle kullanılmalı ve uygulaması düşünülen tasarım alternatifleri ayrıntılı olarak incelenmelidir. Burada sunulan yöntemin, lambalardan yayılan ısı nedeniyle sıcaklık değişimini ve parçacıkların kanal içerisindeki hareketlerini daha ayrıntılı olarak ele alan HAD çalışmaları ile genişletilmesi tasarımların doğruluğunu artıracaktır” dedi.
Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği soru-cevap bölümünün ardından kapanış konuşmasını yapan TTMD İç Çevre Kalitesi Teknik Komitesi Başkanı Prof. Dr. Macit Toksoy, tesisat sektöründeki tüm paydaşların ve derneklerin bir araya gelerek bir kurumsal yapı oluşturulması ve çalışmaların sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini ifade ederek seminere katkı sağlayan herkese teşekkür etti.